içimdeki ses etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
içimdeki ses etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Oca 2015

Tanrı misafiri

Babamı kaybettiğimden bu yana burada yazmıştım kaç yıl ,kaç mevsim ,kaç hafta geçti kaç yaprak döktü yapraklarını , kaç çiçek açtı saymadım sayamadım Babam..

Babam her dışarıya çıktığında market ,kahve,çarşı vb yanında mutlak birileriyle dönerdi. Sofrası yerden kalkmayan  geleni ,gideni eksik olmayan evimizde her daim sofralar kurulur ve babamın Tanrı misafirleri ağırlanırdı.
 O zamanlar güven vardı insan ilişkileri çok kuvvetliydi saygı,sevgi ,merhamet vardı hiç tanımadığın insanı tutup kolundan getirmek hırlımıdır ,hırsız mıdır demeden haneye davet edilirdi.

Çaylar demlenir yemekler hazırlanır yaz aylarında sokakta gece yarılarına kadar oturmala, sohbet muhabbet
kimin ne işi varsa tüm komşular seferber olup elbirliği ile yapılırdı.

Birlik beraberliğin ,dayanışmanın olduğu en güzel yıllardı.Alışkındım kalabalık sofralara alışkındım kalabalık sofralarda yemek yemeğe..

Ayşe teyze ,Fatma abla, Hüseyin amcalarımız vardı çocukları sevindiren ,güldüren başımıza bir iş gelse akrabalardan önce yettikleri her daim yanımızda oldukları haneden saydığımız insanlarımız, komşularımız vardı.
Beraber soba üzerinde ekmekler kestaneler yaptığımız derdimizi sırrımızı açtığımız en ufak bir sıkıntıda soluğu onda aldığımız gönül dostlarımız vardı..

Bugün mü? durum aşikar ortada insanların özdeğerlerini yitirdiği, sevginin merhametin yok olduğu, insan ilişkilerinde acaba demeden şüphelenmeden duramadığı, insanların birbirini boğazladığı, kıskançlığın fesatlığın ve egonun tavan yaptığı yalan dolanın kol gezdiği, derdi sadece ekmek parasında olan masum insanların ekmeğiyle oynandığı,  öksüzün yetimin hakkının yenildiği dil,i dini, ırkı ,ne olursa olsun ölen bir insan için ohların çekildiği insanın acısına bile saygı duyulmadığı ,çoğu yerde hıçkırıklara boğulduğum insan bile demeye dilimin varmadığı bir toplumdayız...

Şimdi bu  evde düşüp bayılsam imdat desem sesime ses verecek bir Allahın kulu yok.

Akrabalık  bağımız yok ama, gönül bağımız olan insanlar iyi ki var hayatımızda onlarda olmasa bu hayat nasıl çekilir bilemiyorum.Beni bu denli mutlu eden ve yalnız olmadığımı  yanımda olduklarını var gücüyle gösterenleredir bu teşekkürüm.Gönül bağı ile bağlandığınız güzel dostlarınız hep olsun hayatınızda..


21 Oca 2015

küs olsanız da çocuklarınızı görüştürün

Yarı karadenizli sayılırım yarı diyorum çünkü, baba ve koca kütüğünü sayarsak yarı olmuş sayılıyorum değil mi? çok küçük yaşlarda gitmiştim karadeniz'e Anneannemin vefatında ve ondan sonra bir miras olayı için ortaokuldayken gitmiştim.Hayal ,meyal hatırlıyorum konuşulan şiveyi,yenen balıkları,mıhlamayı gel gelelim ben ne balık tutkunuyum ne de yöresel yemekleri yapmayı bilirim mısır unu çorbasını bile bilmem..

Bu yaşımdayım ve ilk kez lazböreği ile tanıştım bir karadenizli olarak bu durumdan utanmadım elbet aile bağları ,küslükler incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden küslükler çocukların birbirini tanımaması sokakta görsem tanımam bilmem mesela dayımın kızının oğlunu veya kızını vb..
Acınası ve traji komik bir durum ama,malesef ki öyle allahtan facebook varda akrabalarımızı tanıyor öğreniyoruz:)) aa bu falancının oğlu aa buda teyzemin büyük kızı ,buda onun küçük kızı aay kocaman genç kız olmuş gibi...
İşin en kötü tarafıda baba tarafınıda bilmiyoru(Z) bir amcamızı gördük tanıdık allaha şükür mesela benim bir halam varmış 80 yaşındaymış ve ölmeden dünya gözüyle kardeşinin çocularını görmek istiyormuş!..
Telefonlarım susmak bilmedi bi ara baba tarafından akrabalar aramaya hal,hatır sormaya başladı hadi hayırlısı dedim içimden var bunda bir hin oğlu hin ama, çıkar kokusu yakında dedim yenge ısrarla arıyor ''gel halanın bir ayağı çukurda sizi görmek istiyor'' deyince benim sigortalar attı haliyle arkadaş 80 yıl önce nerdeymiş? ben hala nedir,hala sevgisi nedir bilmemişim hala ismini söylememiş dudaklarım babam öldüğünde nerdeymiş? madem kardeşini bu kadar seviyor çocuklarınıda görmek istiyor neden gelmemiş babam gözleri yolarda beklerken..

Telefonda verdiğim cevap '' hala biraz beklesin daha erken ya tanışmak için benim oğlum büyüsün, ayaklansın bi konuşsun bi 5-10 yıl sonra görüşelim'' oldu.Tepem atınca neşeli ,şenşakrak,güleç kimliğimden çıkıp bambaşka bir kimliğe bürünüyorum bazen ben bile dehşete düşüyorum..

Bende halayım ,teyzeyim yiğenlerimi çokk seviyorum özellikle abimin çocuklarını çünkü; ben bakıp büyüttüm biri 9 aylık ,biri 2.5 yaşındaydı.İzmir'e gittiğimde çocukların hafızasına hayran kalmıştım benim hatırlamadığım,unuttuğum öyle çok şeyi hatırlıyorlar ki!..ramazana denk gelmişti orada olmam sahuru yapıyor öyle yatıyorduk sahura kadar sohbet ,muhabbet.. Ben evlendiğimden beri abimle görüşmüyordum küsmüştüm haklı sebeplerim vardı yazmıştım daha önce burada
ağladığım ,sabahladığım gecelerin dili olsada konuşsa dört duvar dile gelse:(( çocuklar sürekli mesaj atıyor ''hala seni çok özledik bizim suçumuz ne ya annem babam sana göndermiyor sen gelmiyorsun yeter artık bitsin bu küslük'' diye yalvarıyorlardı.Benimde burnumun direği artık sızlamayı geçmiş kırılmıştı en son çocuklar gizli saklı görünmesinler diye arka sokaktan dolanıp yanıma gelmişlerdi 10-15 dk gördük öpüp koklamıştı.Sonrası hüzün ,acı salya sümük arkalarından bakışım..

 Adım atasım abimi göresim de yoktu nasıl olacaktı ablama gider çocukları çağırır orada görürüm dedim.Büyük oğlan Raşitcan'ım benim geldiğimin ertesi günü ablama gitmiş arayıp hala biz geldik hadi gel deyince taksiye atladığım gibi Yeşilyurt'tan, Kadifekale'de aldım soluğu birde ne göreyim anne ve babasınıda tutmuş kolundan getirmiş.Ramazan ardı bayram birde çocukların hatırı boynum kıldan ince barıştım geçmişe bir sünger çekerek....Çocukların büyüdüklerini göremeden onca yıl hasret ,onca yıl özlemle... şimdi kocaman olmuşlar delikanlı olmuşlar ama,beni sevmekten vazgeçmemişler ,unutmamışlar

Sizler küsseniz de ,darılsanız da ne olur bırakın çocuklar görüşsün kuzenleriyle hala,teyze vb onları bu küslüğe alet etmeyin...

22 Eki 2012

19 yıl sonra buluşmak!..

17 -18 yaşlarımda yerinde duramayan ,oldukça hareketli,muzip,zıpır fırlamanın önde gidenlerindendim:)
pek şey kaybetmiş sayılmam sadece bir kaç şey haricinde ben yine benim.mesela sokalarda bağıra bağıra şarkı söylemiyorum,yağmurda dolaşmıyorum ,darbuka çalamıyorum unutmuşum:) vb gibi..
lisedeyken ah ah ne günlerdi.keşke o yıllara geri dönebilme imkanım olsa.sınıf başkanıydım o dönemler ama ne sınıf başkanı!.. ders boşsa öğretmen masasına oturur tempo tutar ve bütün sınıf şarkı söylerdik..nöbetçi öğretmen gelince''hocam bütün sınıfı yazdım listeye susmuyorlar napayım ki'' derdim:))
ne kadar aykırı giyim yasak şeyler varsa bendeydi.renkli çoraplar,kazaklar.takılar..


Biz 6 kişiydik hiç ayrılmayan her daim beraber..kantinde ,bahçede eğer takım eksikse 3 ,4 kişiysek ekürüleriniz nerde denirdi.tam gündü okulumıuz.öğle yemeklerini yaz zamanı bahçede yerdik.sofra bezi serer herkes evden birşeyler getirirdi.o dönemler kredili sistem çıkmış ama ne öğretmenler ,ne müdür kimse anlamamıştı sistem daha oturmamıştı.bize istemediğin derse girmeme hakkımız olduğunu ,ders saatinin toplamı kadar devamsızlık yapma imkanımız olduğu söylenmişti.elimize böyle bir fırsat geçmiş kaçırırmıydık?
atölye derslerinde 14 kişiydik.normal derste 2 branş birleşince 45 kişiydik.boş derslerde özellikle atölyede çok eğlenirdik.ne sapkınlıklar yapardık.istemediğimiz derse girmez okulun hemen arkasında ama öğretmenlerin yoldan geçerken görüş mesafesinde olduğu Buca Belediyesinin kafeteryasında sigara tüttürürdük.ne cesaret ama!..okey oynamaya giderdik.gençlik başımda duman hepimizde aşk meşk türküleri
olmayacak şeyler peşinde koşmak..mesela ben okulun biraz aşşağasında concorde düğün salonu üst katı sinama ,alt katı kafe olan yerde garson çocuğa aşıktım.ama onun bundan haberi yoktu:)
dersleri eker koştur ,koştur oraya giderdik.onu görünce elim ayağım titrer ne kadar salaklık ve sakarlık varsa yapardım:) şair kesilmiştim o zamanlar ne şiirler yazardım..annem kalp hastasıydı benim.hastalandığında hastane maceramız başlardı.kalp kapağında büyüme olduğundan diğer organlarda büyüme yapıyordu.karnı hep şişti hamileler gibi..

lise 2.dönemde babam rahatsızlanmıştı.dr akciğer kanseri olduğunu ve 3 aylık ömrü kaldığını söylemişti.Annnem babamın tedavisini üstlendi ve babam 1 yıl yaşadı..sınıftayız ve sınavdayız.kapı çaldı ve müdür yardımcımız kürşat bey odaya girdi.''funda'cım evden çağırdılar.acil gitmen gerekiyor. ben sana sınav için izin kağıdı vericem'' demişti.çantamı toparlayıp çıktım sınıftan.annem fenalaştı galiba diye geçirdim içimden.lakin üzerimde para olmadığı için sınıfa geri dönüp kızlardan alayımda gideyim demiştim.kapı benim bıraktığım gibi aralıktı.ve bütün arkadaşlarım hocanın etrafına toplanmış ''hocam ne olmuş''diye soruyorlardı.
''arkadaşınızın babası ölmüş çocuklar''demişti..ben elimdeki çanta bir yana ben bir yana yığılmıştım öylece...
beni eve kürşat hocam bıraktı..aradan 1 ay geçti annem ufak bir kalp spazmı geçirdi..refaketçi kalıyordum başında..okulu iyice boşlamıştım..devamsızlığım artmış ders notlarım en kötüsüne düşmüştü..o yıl sınıfta kaldım ben.arkadaşlarım bir üst sınıfa geçmiş bense benim altım olan sınıfla aynı odadaydım..onlar seneye mezun oldu.benimse 1 dönemim daha vardı..sonrası daha acı!..abimle olan kısım ama o bölümü hatırlayıp kendimi üzmeyi ,ağlatmayı ,yıpratmayı istemiyorum.buraya gelinceye kadar doldum zaten:((

bütün irtibatımız kopmuş sonbaharda dökülen yapraklar gibi hepimiz bir yerlere savrulmuştuk.oysa hayallerimiz vardı.okul bitince üniyi kazanacak hepimiz aynı evde  birimiz yemek ,birimiz bulaşık vb :((

yeni edindiğim arkadaşlıklarımda hep lisedeki kızları aradım.ayşe'yi fatma'ya benzettim,gül'ü nazan'ıma hep onlardan birşeyler aradım bunca yıl..

3 değil 5 değil 19 yıl sonra face sayesinde buldum onları..İzmir'de buluştuk..ne buluşmaydı ama!..hiç biri değişmemişti.sadece biraz kilo almış,zayıflamışlardı..özleri aynıydı lisede bıraktığım gibi..iyiki varsın face..

25 Tem 2012

bir ben kalmışım ortada birde sen içimde taaa şuramdaa..

İzmir'e gittim geldim.hani denir ya kasap et koyun can derdinde tamdaa o konumdaydım.hangi eve gittiysem beni gören fincan kapattı.1 ,2 kişi olsa amenna ama 8,9 kişi bakmadım tabi..kötü bir ruhaniyete sahiptim.annem (kayınvalidem) oğlu için 'ufuk ne yaptı,ne yedi bu sıcakta ne yapıyor' dedikçe benim içim ezim ezim ezildi.benimde annem olsaydı oda beni düşünürdü dedim. oysa ki!.. hep der annem bunu..kendimi o kadar yalnız hissettim ki en ufak bir sözde ağlarken buluyordum kendimi..
bakıp ,büyüttüğüm ferhatım nişanlandı bir ömür mutlu olsunlar lakin!.. gelin kızımız fenaaaa anlatılmaz ki şimdi nasıl anlatayım birde hisler doğrultusunda hareket ediyorum ki bugüne kadar asla yanılmadım hislerim beni hiç yarı yolda bırakmadı. nişanlanmadan önce bizim kızlardan birini ferhat'ın facesinde silmiş sonra gülem'i şimdide beni:))) ferhat deli divane emrine amede.. ben gelinceye kadar elli kere aradı nişan olunca ne aradı ne sordu neyseee neysee elde var birrrr..

görümcem ameliyat oldu ben refakatçi kaldım.kaldığım bölüm kadın hastalıkları servisi karşımda doğumhane..
ne kadar üzülüp zor ayakta durduğumu asla ifade bile edemem.ama moral olarak iyice çöktüm.hiç kimse ama hiç kimse ruhaniyetimi anlamadı:(( elde var ikiiii..taburcu oldu evde baktım imdadıma gülem zuzum yetişti.gelene ,gidene çay yaptı etraf toparladı.odaya girdiğimde bile iyi olmadığımı anlayan 
öksürdüğümde ,başım döndüğünde iyimisin diye koşan bir tek kişi vardı gülem.
not,gülem ve gülen'i karıştıranlar oluyor.gülen blogger    gülem'de antalya'daki zuzum.kızıldereliye  foto dedim yes dedi:)) bizi bir çekişi var belime bir sarılışı var :))nası kaçtık bilemedim..gülem'in belinde belirgin:))


 4 gün gezip dolaştık.gamzeli anne ile nihayet buluştuk onu daha sonra anlatırım..

doğduğum ,büyüdüğüm mekana gitttim buca'ya anne evi olan evimize yabancı gibi bakarak çıktım yukarıya çocukları göremedim göremedim:((  teyzeme gittim dedikodunun bini bin para anladım ki  hakikatten dogduğun yer değil doyduğun yermiş.nefes aldığın,huzur bulduğun,kalbinin attğı yermiş.Antalya'da bir avuç dolusu kadar tanıdığım olması..fırça yemeği özlermi insan nurgül annemin fırçalarını özledim.yanımdakilerin kıymetini işte o zaman anladım elde var üççç..

hoş yazıp çiziyorum ama kim okuyacak yorum yapacak ?? yazmasam da olmuyor.neysee buda benim sanal günlüğüm olur..şimdi mi dahaaa iyiyim teselliyi uzaklarda aramışım ben..en büyük destek eşimmiş,beni anlayan ruhumu okşayan,yaramı sarmaya çalışan oymuş..hoş bulduk antalya hoş bulduk bloggerr...

elleşenler olmuş demek:)))


 bu treni inciraltından aldık.benimde var ama resmini çekmemişiz:)) bu gülemin ki...

11 Haz 2012

gökkuşağını görmek için kapatıp gözlerimi derin bir nefes alıyorum.

karmakarışık duygular içindeyim.agresifim,gerginim..blogum sıkıntı deryası olsun istemiyorum!..ben her zaman en kötü olaylarda bile iyi bir yan çıkarıp hep mutlu olmayı,umutlu olmayı ve şükretmeyi bildim.hayatla hep tek başımaydım ..evde erkek olmasına rağmen onun görevlerini ben üstlenmiştim.erkek olan bendim..hiç bir şeyden yılmayan,gözü korkmayan akrabalarımın lakabıyla erkek fatmaydım ben..her düştüğümde,her çelme takılmasında en kötü anlarda dibe vurduğumda tekrar tekrar doğmasını bildim.

hani hep denir ya sınanıyoruz ,sınavdan geçiyoruz.bitmedi mi bu sınavlar sınanmalar..isyan etmiyorum.yılların yorgunluğu var üzerimde.ve eskisi kadar güçlü ,sağlam değilim.arkası kesilmeyen çorap söküğü gibi olaylar.çorap ufak bir yerden kaçtımı alır başını gider ya ardı arkası kesilmedi bizimkilerinde..
kimsenin tavuguna kışt demeyiz,elimizde ,gönlümüzde zengindir.etrafımızdaki insanlar mutlu olunca biz daha bir mutlu oluruz.hasetlik ,fesatlık nasibini almamıştır bizden.yalan dolanla işimiz olmaz. bu saatten sonra karakter mi değiştirelim?? ispiyoncu,yalaka ,satıcımı olalım.insanların arkasından kuyular mı kazalım? düşene bir tekmede biz mi atalım? çalalım,çırpalım yalan dolanla mı yürütelim işimizi??
çünkü!... bu devirde doğru düzgün olmak dürüst olmak beş para etmiyor.ezilen,sömürülen sen oluyorsun..

sıkıntılı bir dönemin taa ortasında sadece dua ediyorum başka bir şeyde gelmiyor elimden.sağlıklı bir hamilelik geçireyim:(( hormonsal dengelerim bozulduğu için  dirayetim de inancımda çok zayıfladı.başka bir sıkıntıya daha dayanabilecek gücüm yok.
tüm olumsuzlukları geride bırakmak ,yeniden doğmak ,gökkuşağının açtığını görmek için gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıyorum.
 HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK!...

19 Nis 2012

belediye otobüsü ve arabesk günler:))

kendimi belediye otobüsü gibi hissediyorum. duraklarda yolcu alıp yolcu indiriyorum.öyle yolculara tanık oluyorum ki!..kah üzülüyorum,kah seviniyorum..kimi yolcular  her düzergahta bana eşlik eden bir yolcu olurken kimi yolcular bu otobüs serüveni boyunca seni hiç bırakmayacağım hissi veriyor lakin yarı yolda iniyor.bir çoğuna sadece  korna çalmak ya da kuru bir el sallamaktan öteye geçemiyorum.hafızama kazınmış isimleri,yüzleri anımsıyorum kimileri yüzümde gülümsemeye,tebessüme dönerken ,kimileri de  zehir zemberek bir acı tat bırakıyor damağımda..çoğunun ismini dahi hatırlamakta zorluk çekiyorum..bunca yıl kimler hangi durakta indi ?? kimler bu serüvene eşlik etti?? düşünürken bilinç altı otomatik devreye girip bana kimler geldi kimler geçti şarkısını mırıldatıyor...

kimlerin arkasından el sallamadım,kimlerin arkasından ağıtlar yakmadım,kimlerin hayatıma girip ona alıştıktan sonra hiç istemediğim halde  çıkıp gidişine isyan bayrağı çekmedim ki!..saydığımda oldu benim ,sövdüğümde
arabesk yanım her daim ,her koşulda ön plandaydı benim..
''ben ki asi boyun eğmez,
ben ki çılgın söz dinlemez
senin için hemde kaç kez
yaşlar döktüm inanmadın''.


ey şimdi o kıyı şehirde kalanlar
duyun.anlayın,haykırın çığlık,çığlık
böyle bir anı bir daha yaşanmaz artık..

şu balık için bile ne ağlamıştım ben...kendimi tıpkı onun gibi hissediyorum..sudan çıkmış ve nefessiz kalmış.

bazı gidenler yerleri asla dolmayacak yerler bırakıp giderken!... bazı gidenlerde bir alevin ortasında bırakıp deprem yaratıp ,yıkılan duvarların altında kalan beni hiç bir zaman göremeden bilemeden gittiler..
onlar çekip gidiyor ama depremin yarattığı artıçlar  bende devam ediyor...yıkılan duvarların altından kalmak, dağılan bedeni yerden toplayıp onları bir araya getirmek zaman alıyor zaman...
vücudunda iz kalmıyor yara izi yok belki ama ruhun aldığı yara hiç bir zaman kapanmıyor..ve her gün bir yenisi ekleniyor bu yaralara...

bugünde arabesk günümdeyim sanırım:)) orhan baba batsın bu dünya ,müslüm baba unutamadım,ferdi baba bu şehrin geceleri,cengiz baba ağladım bugün..

27 Ara 2011

DANTE GİBİ ORTASINDAYIZ ÖMRÜN!...

zaman ne hızlısın!..sana yetişmek ne mümkün.bunca yıl nasılll su gibi akıp gitmiş daha dün gibi hatırladığım günlerim ,anılarım var.sanki herşey okadar sıcak ki  gözle görülür,elle tutulur bir yanı yok belki dünlerin ama hala dün gibiler işte..mutlu olduğun zaman dilimlerin,seni derinden yaralayan hala içini acıtan,kalbinde sızlayan acın bile daha dün yaşamışsın gibi ama bakıyorsun seneler geçmiş üstünden.  dün görüştüğün kişinin ölüm haberini almışsın.''nasıl ya daha dün sohbet ettik kahve içtik'' diye hayıflanmışsın. bugün yarın uğrarım diye ertelediğin arkadaşının çocuğu 1 yaşına girmiş ''hadi canım ne okadar oldumu''demişsin!..bir sohbette davet edildiğin düğün,nişan,vs ''ohooo daha 2 yıl var neler yaparız''demişsin 2 yıl gelmiş çatmış ama sen hiçç birşey yapamamışsın..''ne çabuk geçti'' demişsin...evet yine bir ne çabuk geçti!..kendimden ödün verdiğim , abim için kendi hayatımı hep arka planda tuttuğum, boşa ,haybeye geçen ziyan olan yıllarım:(

 yaklaşan yılbaşıyla birlikte içimde emsalsiz bir hüzün dile kolay  bir kaç gün sonra cahit sıktı tarancı'nın dediği gibi!..yarıladık mı şimdi bizde ömrü:( ne zaman ,hangi ara, ne çabuk!...


Yaş otuz beş yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.



Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz
Ya gözler altındaki mor halkalar
Neden öyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar



Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.



Hayâl meyâl şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir,
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.



Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.



Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar
Nerden çıktı bu cenaze Ölen kim
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.



Neylersin ölüm herkesin başında,
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misâli o musalla taşında.

                          CAHİT SITKI TARANCI

      

       

18 Ara 2011

GÖNLÜM HEP SENİ ARIYOR.NEREDESİN SEN!..

annem şarkı söylemeyi de dinlemeyide çok severdi.en sevdiği 2 parça vardı!..biri
Dilimi bağlasalar, anmasam hiç adını
Gözümü dağlasalar, görmesem hiç yüzünü
Elimi bağlasalar, tutmasam ellerini
Silemezler gönlümden, ne aşkını ne seni..diğeride neredesin sen.kalp hastası olduğu için tıkanır söyleyemez bana söyletirdi..''hadi birdaha söyle''derdi hep:((
hastayken murat abimi çok görmek istemişti çokk ama nasip olmadı:(( öldüğünde naaşı samsun'dan gelecek olan murat abimi 1gün bekledi ,beklettik.ama gelemedi:((   abisinin (dayımın) çok sevdiği biricik oğluydu o..halasının gözbebeği,halasının kuzusuydu..bu şarkıyı ne zaman dinlesem gözyaşlarıma engel olamıyorum.katıla katıla ağlamaktan helak oluyorum:(



Samsun doğumlu.

1987-1992 İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi (Şan) Bölümü Mezunu (Bölüm 1.si).

Konservatuar eğitiminde Türk Halk Müziğinin usta hocaları Neriman TÜFEKÇİ, Nida TÜFEKÇİ, Yücel PAŞMAKÇI, Klasik Türk Müziğinin üstad hocaları Bekir Sıtkı SEZGİN,  Alâeddin YAVAŞÇA, Yavuz Özüstün, Batı Müziği’nde Metin ÖRSER ve Şan Eğitiminde Güher GÜNEY’in öğrencisi oldu.

1992-1995: İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü-THM Alanında Yüksek Lisans Mezunu.

1999′da İTÜ Sos. Bil.Ens. Doktora seviyesinde Sanatta Yeterlilik Eğitiminde tüm derslerini başarıyla vermiş.

1993 – 2004 arası İstanbul Radyosu’nda Sözleşmeli THM Ses Sanatçısı olarak çalışmıştır.

1993′ten bu yana Müzik Öğretmeni olarak çalışmaktadır.

Birçok ulusal Radyo ve TV’lerde Halk Müziği programları hazırlayıp sunmuştur.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Müzik Tarihi dersleri vermiştir.



AKADEMİK ÇALIŞMALARI:

Posof’lu Âşık Erdemli’nin Hayatı ve Eserleri: 1992
Türk Halk Müziğinde Makamsal Yapı Problemleri: 1995

SANATÇININ YER ALDIĞI DİĞER ALBÜM ÇALIŞMALARI:

TÜRKÜLERLE YENİDEN (Eşi Arzu Aldemir’le birlikte)
AKŞEHİR TÜRKÜLERİ ( T.C. Akşehir Belediye Başkanlığı )
ÂŞIKLARIN GÖZYAŞI (The Tear Of Poets-Turkish Symphonic Folk Music)
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hazırlattığı CD çalışmalarında yer almıştır.
Yapı Kredi Bankası’nın hazırlattığı CD çalışmalarında yer almıştır.

murat abim ve neredesin sen!...

aynı zamanda  HALİMİZ AHVALİMİZ   Beyazıt ve Feshane’de 12 yıl önce bir araya gelen ve türküler üzerine söylenebilecek en güzel sözlerin yine türkülerle söylenebileceğini savunan Halk Müziği’nin sevilen üçlüsü..
FACE SAYFASI (desteklerinizi beklerim)
gittim ben şarkıyı dinlersem bu gece de yatamam..

6 Eki 2011

ASKERLİK SEN NELERE KADİRMİŞSİN:)))

bu aralar yoğunum.ilk sevinç ,ilk heyecan ,ilk torun ,ilk teyze oluşum..ozamanlar doğum yapan kadın lohusalık dönemi bitinceye kadar bırakın dışarı çıkmayı balkona çamaşır sermeye bile çıkmazdı.al basar.karabasan gelir vs vs 40 çıkıncaya kadar başında biri kalırdı.şimdi öyle mi 1 hafta olmadan bile dışarı çıkılıyor artık.artık devir değişmiş ya karabasanlarda başka diyarlara göç etmiş anlaşılan :)) huysuz bir çocukluğu vardı uykusu tavşan uykusu denen saatlerce omzumda evin içinde volta attığımı bilirim.çarşafın içinde saatlerce sallardık uyurdu yatırır bizde kendimizi atardık koltuğa 5 bilemedin 10 dk sonra uyanırdı..ellerimle beslediğim ,uykuya hasret kaldığım,sattlerce omzumda taşıdığım ferhat'ım büyüdü askerliğini bitirip geldi şaka gibi.daha dün ben mamasını ısıtmıyormuydum yahu??ne çabuk geçiyorsunuz yıllar bu aceleniz ne?
askerlik acaip değiştirmiş eskiden hadi ,hadi demekten fenalık gelirdi bana o çay buz gibi olurdu.uyanmazdı.zorla kavga dövüş gönderirdik bakkala.zor uyandırırdık misal 10 başlardık bizimki 1de uyanırdı:)) tabi ben o ferhat'a alışkınım bana geldiğinin ertesi sabahı odamın kapısını tıkladı''kahvaltıyı hazırladım'' demezmi nasıl yani ya diye yerimden bir fırlamışım aman yarebbim neler hazırlamış şaşırıp kaldım.şimdi akşam yemeklerini beraber hazırlıyoruz soğan,biber doğrama faslı onun beraber tatlı ,kek yapıyoruz ve erken uyanıyor  vallahi pesss:))) askerde öğrenmiş herbişeyi  bıçak tutmayı bilmezdi ayol bir bardağı bile mutfaga götüren şahıs değildi vala ben bu halini çokk sevdim çok:))ama şimdi zaman daralıyor vakit geçmesin zaman dursun istiyorum ama biliyorum ki bu mümkün değil..şimdilik birşey yok ama gittiğinde biliyorum ki yokluğuna alışmak biraz zaman alacak:((

allahım mutfak önlüğünü takmış biber doğruyor:)) kilo almış askerde iyide olmuş çok zayıftı önceden vay bea askerlik sen nelere kadirmişsin:))

17 Kas 2010

KORKUYORUM ANNE BENDE Mİ CİN'LERE KARIŞIYORUM:((

bugün çok garip bir şey oldu..bayram ziyaretine eşimin teyzesindeyiz.teyzenin bi eşi var daha önce bahsetim mi? hatırlamıyorum aman allahım yok böyle bişi ansiklopedi gibi adam bilmediği hiçç bir konu yok sağlıktan,politikaya,yemekten ,tatlıya ne nerde yenir hangi ot neye iyi gelir ,çok memleket gezmiş tamirden tutunda daha aklıma gelmeyen bir çok meziyet ben ona kısaca goglee nevzat diyorum:))) kendi bilmiyo bunu canmm aramızda a dan z ye herşeyy..ev kalabalık muhabbetten sıkıldım balkona çıktım yaktım bi siğara otururken bir sıkıntı çöreklendi yüreğimin tam orta yerine kalkıp kendime kahve yaptım..kahveyi yaparken anlam veremediğim bir şey oldu!...evin sessiz uğultusu sanki ev dile gelip konuşmak istiyor benimle..zihnimde canlanıyor daha önce bu evde yaşanmışlıklar kimler geldi geçti bu evden hangi acılara hangi sevinçlere ortak oldu?...bu evde yaşayan kadının yüzünü ,boyunu hayal etmeye çalışıyorum..iç güdüsel mi yoksa başka bir şey mi bilemiyorum..odaları geziyorum ,


annem anlatması zor yazsam yazmasam arasına bocalıyorum şu an!...annem herşeyi bilirdi benim..kalp gözümü  ,sezgimi...kendi ifadesiyle ki biz hiç bir zaman inanmayıp alay ederdik.(cin) im var benim derdi.dudaklarının arasından ne çıksa gerçekleşir yangın, deprem, kazaları bilir ,kaybolanı bulur ,karşısındakinin  hangi düşünce ile yanına geldiğini bilirdi.ne olaylara tanık olduk ,korkmaya başladık korkmayın derdi zararsız bendeki iyi..
çok merhametliydi hiç tanımasın ben açım param yok deyin yağdırırdı..kiracımız kış soğuk parası yok evde battaniyeye sarılmış oturuyor. gücü yetmez yukarı çıkar odun kömür atar taşıyın bunları derdi..biz onları taşırken bakardık ki torbaları doldurmuş evde ne varsa yiyecek toplamış gelmiş kiracıya verirdi..


çok kişi yemiştir ekmeğini  tanıdık tanımadık..annem öldüğünde kiracımız kadir abi aylarca kendine gelemedi..benim anamın yapmadığını yaptı bana derdi...


niye yazdım bunları??? korkuyorum çünkü!...hissettiklerimden ,düşüncelerimden...bazen öyle şeyler yaşıyorum ki!..tarifi imkansız..rüya ile gerçek arasında kalmak?? rüya mıydı gerçekmiydi algılayamıyorum..rüyamda en sevdiğim  ya da çok özlediğim biri beni uyandırmak için ismimi söyleyerek dürtüyor.okadar gerçek ki!...son zamanlarda genellikle mutfakta bulaşık yıkarken ,yemek yaparken balkonda sandalyede biri bana bakıyor gibi kafamı çeviriyorum yok..içim ürperiyor KORKUYORUMM.paranoyaklık mı bu?? yoksa annemi bildiğimden bilinç altımda oluşan bi kurgu mu? ahh annem keşke hayatta olsanda ne olduğunu söylesen bana....korkuyorum  ...
bugün bayramın 1.günü annemin öldüğü gün :(((((((( mekanın cennet olsun anne...

19 Haz 2010

GİTMEK Mİ ZOR ? KALMAK MI? ZOR OLAN??

Gitmek mi zor kalmak mı? Geride kalmakmış zor olan Giden otobüsün soğuk camına başını yaslayıp gözyaşlarını akıtmak değil..Gidenin ardından ağlayarak el sallamakmış zor olan.. 

Zor olan geleceğin getireceği kaygılarla sıkışan bir yüreği taşımak değilmiş göğüs kafesinin altında Hasretin ateşiyle yanan bir yüreği,gözyaşlarının vuslat masalıyla avutmaya çalışmakmış zor olan….

Gittiğin yerin en tenha postanesinden üç beş satırlık iyi haber namesi atmak değilmiş zor olan…

Zor olan her sabah pencerenin önünde postacının gelişine kurmakmış saatleri… 

.Başını alıp kendini alıp anıları valize koyup mavilere gitmek değilmiş zor olan...
Zor olan her şeye rağmen kendine rağmen yaşama rağmen inadına kalmakmış..

Gitmemekmiş...Beklendiğini bilmek beklenmek değilmiş zor olan...
Asıl zor olan beklemekmiş Ben kolayı seçmişim bu güne kadar..

Şimdi ise en zoru yaşıyorum...Seviliyor ve bekliyorum….

  17/06/perşembe akşamı yeliz'in mezuniyet törenindeydik..düğünleri olduğu için anne babası 
gelememişti.zaten mahsundu böyle bi zamanda onu yalnız bırakamazdık..konyaltı açık hava tiyatrosunda bütün öğrenciler çoşku ve sevinç içinde sahnedeki yerlerini aldılar..1.2.3.ler ödüllerini aldılar ve sonra hep birlikte müzik eşliğind kepler fırlatıldı..ardından ziynet sali çıktı sahneye..konser bitti ama bu gece yeliz'in son gecesi sahil yaptık..saatlerce süren koşusturma kuaför kıyafet derken okadar yorulmuşuz ki şişen ayaklarımızı denize soktuk..su okadar güzeldiki eve gelip mayolarımızı almayı bile düşündük:)) ama gecenin ilerleyen saatinde beni deniz için uykumdan edenleri ben balkondan aşağı atarım yaa..bunu düşünüp vazgeçtik..ne garip daha dün yanımızdayken bugün bize bursa'dan merhaba dedi..

yorgunum üzgünüm..üzgünüz.


tarifi mümkün olmayan kendime bile izah edemediğim duygularla baş etmeye çalışıyorum bu aralar..2 gündür sadece yarım saatlik uykuyla duran ben zerre kadar uyku yok gözümde..hiç bir şey gelmiyor içimden..beynimin içinde sözler ,cümleler okadar hızlı ve okadar çoklarki.uçuşuyorlar..tutup yakalamak istiyorum..hızlarına yetişemiyorum..kafamın kocaman vücudumun ufacık olduğunu hissediyorum..adımlarımı atarken bile yer çukurlaşıyor.adımım boşluğa geliyor sendeliyorum...asla açlığa dayanamayan ben mutfak faresi gece bile kendime sandwiç hazırlayan hiç üşenmeden patetes kızartan ,makarna yapan ben..kahvaltı yapmadan başlıyorum güne..dedim ya kendime bile izah edemezken başkasına nasıl anlatılır  ki?? garip...

9 Mar 2010

SEVGİLİ GÜNLÜK ASABİYETTEN TIRLATIYORUMM!...

yastık ve yorganla boğuşmaktan fenalık geldi..belki elli çeşit şekil alıyorum aşağı yukarı kıvrıl yan dön..yok bi gram uyku yok..bu uykuyu bi yakalarsam benden çekeceği var:)) dr gittim dişim için yarın gel bugün çok yoğunum dedi..allam artık korkmuyorum bitsin bu işkence .1 2 gün ağrı çekerim her gece çekmektense..
asabiyetten tırlama modundayım..defalarca yazıp sildim yazsam mı yazmasam mı diye..ama sus sus nereye kadar vukaat işlemem yakındır yaaa sabırrr..bakmayın öyle uslu puslu durduğuma kadın çizgimden çıkmayım:))diyorum gelde çıkma..manyaklık parayla değil ya zaten akıllısı bizi bulsa şaşarım..bizim dükkanda bayan elaman vardı 200kilo yarım dünya cidden 200 kilo ama bizim ortağa aşık olmuş.bayanı işten çıkardık..hergün geliyor.akşama kadar oturuyor..ya bi insan bu kadar onursuz olurmu!...kendini bu kadar küçük düşürür mü?? selami kurtulmak için zaten işten çıkardılar ..adam telefonunu kapatıyo aramasın diye o çıkıp geliyor..yazık yazık..sen bayansın ya ağırdan al bu ne...evden tarlasından bahsediyor.evi selaminin üstüne yapacakmış..ohaaaaa bu kadarınada pes..millet zengin koca ev araba ister bu akıllı elindekinide adamın üstüne yapacakmış ayhhh afağanlar basıyo bana...

geçen ufuk 'la konuşmuş ''ufuk abi sana şu kadar para ayda şu kadar şu kadar'' lan bi yürü gitt sen kimsin manyak ortada fol yok yumurta yok adamın nikahlı karısı değilsin.ki selami söylettirmiyo biliyoruz detaylı konuştuk bu konuda adam kaçacak delik arıyo.ben bile karışmıyorum aldıya verdiye hesaba..sen hangi sıfatla bunu diyosun?? sen bi işcisin işci kal kızımmmm..ufuk sakın ha diyo bana laf maf etmeyesin...ben zaten laf etmem direk dalarım kociş:)) offf vala...bi yakamızı kurtarsaydık..bugünde selami ben iş buldum yarın gelmicem diyo..ufuk ''hepiniz dışarı''diye bizi çıkardı..baya konuştular..hah şöyle susma biz daha çok para harcamışız..neticeyi öğrenemedim.telefon geldi eve çıktım.akşamda oktay geldi konuşamadık..

işte böyleee sevgili günlük.....

27 Şub 2010

ANNNE BEN PARONAYAK OLDUM :))))))

evet evet oldum galiba:)) etrafındaki insanlara güvenmeyen ,kuşku duyan ,şüphelenen ,hemen senaryo yazan yerli, yersiz korkular barındıran ve hatta haklıyken haksız duruma düşen..biri oldum bennn..iyide amcam dayım hepsinden aldım payım..kime güveniceksin?? kime inanacaksın?? yaşlıyı karşıdan karşıya geçireyim diyosun böbreklerini alıyo.arkadaşlarla gezmeye gidiyosun eroin bağımlısı oluyosun..kırk takla atıyo ağlıyo acıyıp para veriyorsun seni dolandırıyor..saymakla bitmiyor!...şimdi ben aslında neyin ne olduğunu biliyorum!..bunu anlatması çokkkk zor ve güç..
zaten böyle birşey nasıl anlatılır?? anlatsamda kim ne derece inanır??inanması zor şeyler bunlar!....
ama var olduğu kesin....
annneeeeeeeeeee paronayak oldum ben:))))))))))

17 Şub 2010

FAL BAKTIRDIM:)) KOLYEM VE TACIM...

güne güzel başladım annemi gördüm rüyamda...ıslak kek yapmıştım dükkana indim bizim bayan elamanın arkadaşları gelmiş.masayı fullemişler fal bakıyorlar..''gel gel''dediler çektim bi sandalye rabia banada kahve yaptı..güzel alımlı bir kız sıra bende bana bakıyor.sıkntı şu bu bende dinlemedeyim.sana ayrılık var.sana 2.evlilik gözüküyor dedi?? usulca elimi fincana uzatıp kendime doğru çektim..ve kızı hiç tanımıyorum.dedimki;''bana ayrılık yok 2.evlilikde??sen 1.evliliğini bitirmiş ve 2'ciyide kendineden çok büyük bi adam almakla yapmışsın!..deyip masadan kalktım.. kız şokda rengi beti benzi attı çünkü sallamadım uydurmadımda gerçek olan buydu!...(ya kısım sen kimle dans ettiğni bilmiyon) bu bana annemden miras..annem özellikleriyle çok farklıydı..bunu daha sonra anlatırım..sanırım gittikçe bende ona benziyorum. zaman zaman bu beni korkutuyor ama!...annem sakın korkma demişti.sakın korkma..

neyse dün akşam döktüm kutuları artan kalan ne varsa toplayım kuru kalabalık bitsin dedim.bu arada malzemeler çok pahalı sadece burada mı böyle??gümüş gibi tartı hesabı veriliyor..yine mi mor :)) ivet yine mor ne yapayım seviyorum anacım:))

5 Şub 2010

HAYATIN DRAMASI VARSA RONDONUN KREMASI VARR:)))))

Saat:05:00 ben akşamın 11den beri dilimde bu şarkı hayatın draması varsa rondonun kreması varr:))))

Ahh be ümit abi oldumu şimdi??  hayatın draması var ama rondoyla ne alakasııı var???  
sen yılların sanatçısı kalk böyle saçma sapan bi reklamda oyna ahh be ümit abi 2 dk karizman çizildi gözümde. Oysa ne çok dinlerdim seni lise yıllarımda cengiz kurtoğlu felam cengiz babayı hala dinlerimde vala rondoyu çıkardım listemden bilesin:))
 saat 5 üstelik açım:((( ve miğdemde bir orkestra var ama ritim tutturamıyor bunlarr:))))uyku tutmadı ben iş kadınlığından ev hanımlığına terfi ettim

Ortakla anlaşamadım çünkü!...bi insan dengesiz olurda bu kadar mı anlık dengesiz olur adam yarım saaatte bir değişiyo yok yok işler iyi değil devredelim yarım saaat sonra işler iyi ya diyo gidiyo ocak vs alıyo??? gazeteye ilan veriyo bayan yardımcı adam fre takılıyo canımızdan bezdirdi yanee bende lanet çenemi tutamadım işteeeee..
dükkana tezgah ,dolap vs gelmişti sil temizle yerleştir bulaştı falan derken gerçekten çok yorulmuştum ertesi gün 11e geliyodu dükkana gittigimde selami ''yenge kocasından sonra kalkan kadından hayır gelmezmiş'' dedi gülerek ve bende gülerek ''sen beni boşşve''sen senden önce kalkan bi hatun alda hayır getirsin dedim'' hahaha adam yenge bana hakaret ediyo demiş..büyük patron (kociş) te maaşına zam işine son dedi:)))))))


Öfkeliyim aslında ben ne kadar nefret ettiğim tipler varsa yaka bucak kaçarken mıknatıs gibi karıyım nerde bela nerde istemediğim şeyler hooop çekiyorum istemediğim armutlar bitiveriyor sağıma soluma::(((
sessiz kalıp köşeye çekilmek bana göre değil oysa!..herkes karşıma geçecek ne isterse söyleyecek  nasıl isterse öyle davranacak suratıma tükürse ben eyvallahmı diyeceğim??? susacakmıyım...yok yok bu mümkün değillll...

Ay ben gece gece kek yaptım hemde zebra kek ne güzel şekil verdim..sen içi cıl hamur allam altı üstü yandı ama içi cıvık çıkardım yanan yerleri kestim tekrar koydum fırına pişti çok şükür:)) ama tepsiden çıkardığım an un gibi dağıldı elle tutulacak yeri kalmadı bende dağınık kek koydum adını ulenynn kekim bile dağıldı bea:))
kaşıkla yeniyo ama tadı ımmmm harika:)) yok atmıcam onla ilgili planlarım var...

Çekirge gibi oldum daldan dala atlıyom eee sabahın 06:45'i olmuş normal yane artık yarın aman bugün 3te mi 5temi aşam üstümü kalkarım..hadi gittim ben


27 Oca 2010

SUSTUM KONUŞMAYA GÖZ YAŞIM VAR SADECE!..


yalnızlığımı iliklerime kadar hissetiğim bir gün daha!...kaç kez umutsuzluklarda çırpındım??her seferinde ciğerim söküldü, kanım dondu.ve kaç geceyi sabah ettim?? hayat hep fazlasına gitti .bir yanlış ,beş dogruyu götürdü. sevmenin ,özverinin ,bedelini defalarca fazlasıyla ödedim...hep yeni başlangıçlar yaptım? aynı çemberde dönüp dolaşıp aynı yere geldim..çığlıklarıma hep ben yanıt verdim ağlayarak..ne yardım edenim vardı ,ne dinleyenim..

yıkılan duvarların altından kalmak dağılan bedeni yerden toplayıp onları bir araya getirmek zaman alıyor zaman...

 vücudunda iz kalmıyor yara izi yok belki ama ruhun aldığı yara hiç bir zaman kapanmıyor..ve her gün bir yenisi eklendi bu yaralara...
daha dökebileceğim gözyaşım kaldımı?? güçsüzüm .yorgunum...üstelik yaşam savaşımı kaybettim:((

hayat  bu kaçıncı golün be?? ben saymayı bıraktım...sen hiç bıkmadın çelme takmaktan ,hain planlar kurmaktan ,kurtlarla bırakmaktan...daha ne istiyorsun??? alacağın ne kaldı!...yetmedimi.....yetmedimi:(((((

30 Ara 2009

RABBİM SEN NE BÜYÜKSÜN....



bugün sizlere ardı ardına GÜZELLL haberler vereceğim...1.sevgili  TASARIMDA BUGÜN  şanslı geri döndü.bir zafer kazanmış gibi acaip mutluyum..hoş geldin tekrarr.
2.haberim biraz uzun olacak daha önceki yazımda annem(kayınvalidem) burdayken aşkoşumun işten çıkarıldığını anneden gizlediğimizi çok üzülüp ağladığımızı ne yapacagımızı bilmediğimi yazmıştım.evet burası benim sığındığım liman.gerçek hayatta ne dost ,ne arkadaş ,nede insanlık var malesef..

bir akşam çay içiyoruz ve ne yapacağımıza dair konuşurken kapımız çaldı.saat 20:00 ala ala kim ki ?? dedik.
selami usta geldi.selami ile aşkoş 8senedir tanıyorlar birbirlerini bizim evin karşısında döner salonu vardı.dükkanda sorunlar çıkınca devredip gitmişti.2 aydır evde istirahat ediyor.
''ufuk abi dedi hayırlı bir iş için geldim'' dedi. bende hahaha ulen bizim kızımız yokki  dedim:)) selami bekar.
neyseee ''abi dükkan açıcam ama kimseye güvenemiyom benimle varmısın'' dedi..
biz hastaydık doktor ayağımıza geldi....daha 1ayı dolmadan hemde..
ve bizim mahallede dükkan buldular.tadilat falan derken pazar günü dükkanımızı açtık..

rabbim sen ne büyüksün...daha dün ağlarken uykularımız kaçarken rızkımızı verdin.şükürler olsun..
ve bende dükkandayım salata ,bulaşık  servis , herbişieyi yapıyom anacım..çok yoruluyoruz ama kimsye muhtaç olmayalımda varsın yorulalım.
2010 HERKESE SAĞLIK ,HUZUR VE BEREKETİYLE GELSİN .MUTLU YILLARR...

27 Ara 2009

SENİ ÇOKK ÖZLEYECEĞİM ŞANSLII:((







blog camiasına ilk adım attığımda beni yorumlarıyla yalnız bırakmayan çoooookk sevdiğim gerçekten kendi akrabam gibi benimsediğim sevgili tasarımda bugün yani şanslı blogunu kapattı:((((  şanslı kedisinin ismiydi   harika tasarımları vardı. ben çok üzgünüm ne diyeceğimi bilemiyorum...elimde ondan bana havalı ve sevimli ördek hatıra kaldı...şanslıcım ne olur geri dön..beni bizi sensiz bırakmaaaaaa...

20 Ara 2009

BİRAZ GAM BİRAZ KEDER!.. DERT DEĞİL BUDA GEÇER...


tek dostum kalemim ve defterim..tek dayanağım kalbimin derinliklerindeki  bitmek tükenmek bilmeyen kavgam..çocukluğumu bile özlemiyorum...ne verdi ki geçen bunca zaman bana acıdan başka!..ve ne gibi güzellikler sunduki bana  yaşam? yaşadığım üç beş şeyin bile tadı yok içimde...
kalbimin ritmi bile yavaşladı zamanın insafsızlığında...
sersemleşti tümden duygularım bedenimi ha gayret doğrultmak istesem birileri vuruyor habersiz!.. agzımı açıp haykırsam beklentilerimi bir diğeri kapatıyor agzımı verdiğim nefesim doluveriyor ciğerlerime!...
sebepli sorular ,sorunlar var şimdi başıma dert.. ruhum ardımda bir avuç dolusu kül bile bırakmadan yanmaya devam ediyor...

cumartesi akşamı annemi yolcu ettik. üzgünüm!.. sana söylediğimiz yalanlar için sabah kalktığımda hazırladığın mis kokulu kahvaltılar ,5 çaylarında , akşam yemeklerinde..uyandığımda seni arayacağım ve anne sıcaklığını özleyeceğim için:((((
şaşkınım ,şaşkınız ,öfkeliyiz, anne duymasın diye mutfakta fısıltı halinde konuşmalar..gizli gizli dökülen gözyaşları.. uykusuz gecelerin sabahları...defalarca yazdım sildim..yazdıklarımı beyenmedim..2 tane şerefsiz şef olucam sevdasına  yalakalıklar oynanan oyunlar..
aşkoşumu işten çıkardılar..küçük bir çocuk suç işler  korkar ya boynunu bükmüş gözpınarlarında dolan yaşları akıtmamak için dişlerini sıkmakta ezik bir sesle söyledi...salıverdi gözyaşlarını usulca..içim öyle bir yandı ki kahroldum..ama işten çıkardıkları için değil karşımda bu şekilde hüngür hüngür agladığı için:((  döktüğü bir damla göz yaşına bin gözyaşımı feda etmeye hazırım... ne yaparız ,nasıl yaparız?? bildiğimiz tek şey var ki her ikimizde izmir'e gitmek istemiyoruz..

akrabalar duyarsa üzerimizde baskı kuracaklar ne işiniz kaldı izmir'e dönün diye sanki bugüne kadar hal  hatır sorup açmısnız açıktamısınız dediler ya da 5 kuruş para gönderdiler..
'' aşkım hiç üzülme
sinir ve stresten gül hastalığı oldun .. kalsaydın daha farklı şeylerde olabilirdi.herşeyde vardır bi hayır. rabbim bi kapıyı kaparsa bi kapıyı açar'' dedim .sarıldı boynuma iyiki varsın diye ağladı o ağladı ben kahroldum daha çok ağladım..

yeni bir yıla sayılı günler kala umuyorum  2010 bize güzellikleriyle  gelsin.. önce sağlıkla sonra bereketiyle gelsin hakkımızda hayırlısı.... ruhaniyetimden dolayı biraz ara sanırım acilen toparlanmalıyım toparlanmalıyız..
GÖRELİM MEVLAM NEYLER NEYLERSE GÜZEL EYLER..

6 Eki 2009

SEVGİLİ GECE DOKUNDU!..

şablon arıyordum bulduklarımda header yükleyemiyordum.1hafta boyunca mail bölümünde yazdım sildim en sonunda maili gönderdim veee sevgili  gece dokundu header konusunda sormuştu bana nasıl bir şey istiyorsun diye bende içimdeki yolculuk bunu anlatan ifade eden bir şey demiştim..bu blogu açarken okadar çok isim yazdım sildim ki en sonunda buna karar vermiştim.yeni hayatımda yeni mekanımda farklı bir yolculuktu çünkü bu hem kendimi keşfetmenin hazzı hemde kendime dönüşüm...
teşekkür ederim gece...

Bumerang - Yazarkafe