geçmiş zamana yolculuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
geçmiş zamana yolculuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Oca 2015

Tanrı misafiri

Babamı kaybettiğimden bu yana burada yazmıştım kaç yıl ,kaç mevsim ,kaç hafta geçti kaç yaprak döktü yapraklarını , kaç çiçek açtı saymadım sayamadım Babam..

Babam her dışarıya çıktığında market ,kahve,çarşı vb yanında mutlak birileriyle dönerdi. Sofrası yerden kalkmayan  geleni ,gideni eksik olmayan evimizde her daim sofralar kurulur ve babamın Tanrı misafirleri ağırlanırdı.
 O zamanlar güven vardı insan ilişkileri çok kuvvetliydi saygı,sevgi ,merhamet vardı hiç tanımadığın insanı tutup kolundan getirmek hırlımıdır ,hırsız mıdır demeden haneye davet edilirdi.

Çaylar demlenir yemekler hazırlanır yaz aylarında sokakta gece yarılarına kadar oturmala, sohbet muhabbet
kimin ne işi varsa tüm komşular seferber olup elbirliği ile yapılırdı.

Birlik beraberliğin ,dayanışmanın olduğu en güzel yıllardı.Alışkındım kalabalık sofralara alışkındım kalabalık sofralarda yemek yemeğe..

Ayşe teyze ,Fatma abla, Hüseyin amcalarımız vardı çocukları sevindiren ,güldüren başımıza bir iş gelse akrabalardan önce yettikleri her daim yanımızda oldukları haneden saydığımız insanlarımız, komşularımız vardı.
Beraber soba üzerinde ekmekler kestaneler yaptığımız derdimizi sırrımızı açtığımız en ufak bir sıkıntıda soluğu onda aldığımız gönül dostlarımız vardı..

Bugün mü? durum aşikar ortada insanların özdeğerlerini yitirdiği, sevginin merhametin yok olduğu, insan ilişkilerinde acaba demeden şüphelenmeden duramadığı, insanların birbirini boğazladığı, kıskançlığın fesatlığın ve egonun tavan yaptığı yalan dolanın kol gezdiği, derdi sadece ekmek parasında olan masum insanların ekmeğiyle oynandığı,  öksüzün yetimin hakkının yenildiği dil,i dini, ırkı ,ne olursa olsun ölen bir insan için ohların çekildiği insanın acısına bile saygı duyulmadığı ,çoğu yerde hıçkırıklara boğulduğum insan bile demeye dilimin varmadığı bir toplumdayız...

Şimdi bu  evde düşüp bayılsam imdat desem sesime ses verecek bir Allahın kulu yok.

Akrabalık  bağımız yok ama, gönül bağımız olan insanlar iyi ki var hayatımızda onlarda olmasa bu hayat nasıl çekilir bilemiyorum.Beni bu denli mutlu eden ve yalnız olmadığımı  yanımda olduklarını var gücüyle gösterenleredir bu teşekkürüm.Gönül bağı ile bağlandığınız güzel dostlarınız hep olsun hayatınızda..


7 Kas 2012

damla sakızlı, vanilyalı,kakule sizin kahveniz nasıl olsun?

yıllar öncesi annem sokakta düşüp bayılan zehra nineyi eve alıp müdahale etmiş karnını doyurmuş nerde oturduğunu ,kimi kimsesini sorup onu himayesi altına almıştı.her akşam zehra nineyi yoklar  ona yemek götürürdüm.zehra ninenin istanbul'da kızı ve torunu varmış.bizden çok bahsetmiş onlara.bir gün kapımız çalındı.zehra ninenin kızı ve torunu teşekkür için bizdeydi.sonrasımı?? uzun yıllara dayanan bir dostluk..selma ablam zehra ninenin torunuydu.öyle seviyordum ki onu... onunla saatler su gibi akıp giderdi.sabah gözünü açar açmaz türk kahvesi içmeden kendine gelmezdi.ondan  kazandığım bu alışkanlık bende uzun bir süre devam etti.

annemden daha yakın geliyordu bana derdimi,sırrımı paylaştığım ilk insandı..
bizi İstanbul'a evine götürmüş aylarca istanbul kazan biz kepçe misali gezmedik yer bırakmamıştık.en çok gülhane parkındaki konserleri çok severdim.ilk direksiyona geçişim ,ilk heveslerim hep selma ablamdan gelmişti..

Almanya'da oğlu şirinyer'de kızı vardı.kızı kocaya kaçtığından görüşmüyordu.belkide bende kızında yaşamamadıklarını yaşıyordu..kocası hayırsızın alkolüğün tekiymiş çok zulmetmiş:( çocuklar büyüyünce ayrılmış eşinden..liseden bu yana tuttuğum günlüğümün geçenlerde şöyle bir okudum da selma ablamla doluymuş.az buz değil 14 yıl bir dostluk..2004 'te en son bizde kalmıştı.sabah içtiğimiz kahve ve gülüşlerimiz kaldı hafızamda.. ne gülmüştük karnımız ağrımıştı gülmekten...

2005'te  annem vefat edince dertler çorap söküğü gibi birbirini kovalayınca  arayıp soramadım..onunda kendine göre sıkıntıları vardı..ve zaman bizim için işledi...zehra nine ve nermin teyze hayata gözlerini yummuş.haber alabileceğim bir kaynak kalmamıştı.İstanbul'da abisi, kız kardeşi var ama isimlerini bile hatırlamıyorum ki:(  uzun uğraşlar sonucu İstanbul'dan taşınıp Antalya'ya taşındığını öğrendim.hemde yanıbaşıma hemde bu kadar yakınıma..ama elimde açık adres bile yok ama pes etmek de yok ..onu bulacağımm...

şimdi nerden çıktı bu öyle ya değil mi?? ışıklarda en çok sevdiğim mekan osmanlı kahvesici burada her türlü kahveyi bulmak mümkün.vanilyalı,kakule,mırra  ,köy kahvesi,efe kahvesi,fındık aromalı, menengiç kahvesi  bu tarafa geldiysem mutlaka burada soluklanırım..soluklanmış ve kahvemi içerken aklıma selma ablam geldi işte:((

bizim uğrak yerimiz.. sizin kahveniz nasıl olsun??





5 Kas 2011

GEÇ BULDUM ÇABUK KAYBETTİM:(((

yarın bayram erken yatıp erken kalmak gerekir değil mi? bende her sene durum aynı olur aynı acı,aynı burukluk ,aynı gözyaşı...ve sabaha kadar uyuyamam. nedeni  BURADA YAZMIŞTIM. 

itiraf etmeliyim ki!.. ben hiç bir zaman hayırlı bir evlat olamadım ne yazıkki:(( asiydim hemde çok asi bakmayın böyle sakin sessiz durduğuma ciddi ciddi piskopattım.her gün bi olay, her gün bir vuukat olurdu.annem dedektif gibi attığım her adımı takip ederdi.çantamı kurcalar ,telefonlara sesini incelterek ''ben funda'' diye yanıtlardı.aşırı disiplin vardı öyle arkadaş doğum günüymüş falan asla salmazdı.kolana ilaç atarlar ,vs vs...kendi teyzemde kalamazdım bekar oğlu var diye...tabi böyle olunca kızardım küplere binerdim.arkadaşlarım gezip tozarken ,herşey serbestken bense disiplin içersinde sıkışmış annemin bu kadar katı olması arkadaşlarımın annelerini kıskanırdım.ama yapacağımdanda geri kalmazdım yasak ya cazip mi gelirdi ya da tam kanımın kaynadığı dönemler 16 ,17 tehlikeli yaşlarda olduğumdan mı ??

sürekli kavga halindeydik.:(( çok değil beni biraz anlamasını isterdim.annemim korkusundan sevgilimi tövbe..bir gün okul gezisine gitmiştik.takip etmiş bir ağacın arkasına saklanmış.bende bizim mahalleden erdinç abi var benden bir kaç yaş büyük ona rastladım sohbet ede ede yürüyoruz.allahım tokatın nerden geldiğini bilemedim sadece beni dövse iyi erdinç abiyide dövdü..saçımdan çeke çeke öğretmenimin yanına götürüp birde arkadaşlarımın içinde rezil etti..

bu kavgalar birbirimizi üzmeler ,ağlatmalar ben 20 yaşına gelinceye kadar devam etti.23 olduktan sonra ne hikmetse artık yaşım oturdu olğunlaştım diyemi beni serbest bıraktı.hatta sevgilimi bile anneme anlatır olmuştum..ve buluşmam için izin bile veriyordu.annemi yeni bulmuştum.tüm kavğalara rağmen bana en ufak birşey olsa yeri gögü inletirdi bir panter gibi saldırırdı avına..aslında biz çok severdik birbirimizi ama annemin hurafeleri çaya ilaç atarlar,kandırırlar ,kaçırırlar iftira atarlar,kötü ortamlara sokarlar  vb yüzünden heppp gerilim dolu anlara şahit olurdu zaman..
sıcak sohbetler,mahalledeki güncel olaylardan karşılıklı dedikodular yapar,gece yarılarına kadar oturur örgü örerdik.''öğren derdi ben ölünce kimselere muhtaç olma el göstermez bi küçücük örneği bile''öğütler verirdi..bir gün ağlarken yakaladım ''ben ölürsem sen ne olcan.gelin istemez abin zaten kılıbık ,ablana gitsen el oğlu teyzelerin 3 gün 5 gün bakar ahh bi yuvanı kursam ben ölmeden yerini yurdunu bi bulsam'' diye ağlardı:(( ama korkmuyorum sen kardeşlerine benzemiyorsun.atılğan,kavgacı ,tuttuğunu koparan,açta kalmazsın açıktada kalmzsın.'' demişti..


keşke anacım keşke daha uzun kalsaydın yanımda..evlendiğimi ,evimi nasıl çekip çevirdiğimi görseydin:(( ben yine sana çiğdem ayıklasaydım ,karışan yünlerini düzeltseydim,sana şakalar yapıp süsleyip püsleseydim yine..geceleri mutfakta seni yasak olan yiyecekleri yerken yakalasaydım sende çocuk gibi ''vala azıcık aldım azıcık.'' deseydin.sonra bakışıp gülüşseydik..bana kimlere güvenip ,kimlere güvenmeyeceğimi,kimlerden uzak durmam gerektiğini söyleseydin..sobanın üstünde kestane pişerken, içine patates atsaydık.sen yine bana gençliğini ,yaşadıklarını,gördüğün kötülükleri, yaşadığın tüm olumsuz şartları anlatsaydın..nasıl kalp hastası olduğunu ,aşık olduğunu kalbinin heyecanla çarptığını ama korkudan asla bunu söyleyemediğini seninle yayaşıp seninle öldüğünü anlatsaydın..hastalandığımda başucumdan ayrılmadığını o misss gibi türüm,türüm kokan çorbalarından yapsaydın.beraber salça yapsaydık ,ben salçalı elimi yüzüne bulasaydım ,sende hortumla beni ıslatsaydın...aşure,tarhana yapsaydın..yıllar varki tarhanaya hasretim anam...bir yere gittiğimde dört gözle beni bekleseydin, ben gelmeden sofraya oturmasaydın..

okey ve kağıt oynasaydık yine geceleri. olası tahminlerimizi ,şüphe ve kuşkularımızı anlatsaydık..ben acıksaydım gecenin bi yarısı sen hiç üşenmeden çok sevdiğim mercimekli pilavı yapsaydın..ya da şekerli ekmeği.. ben çaktırmadan tüyseydim sigaramı içip gelseydim..''afiyet olsun içtin mi zıkkımını'' deseydin....ben uyuduğumda üstümü örtüp, sobayı körükleseydin sönmesin diye..sabahları patlıcan ,biber közleseydik ,çemen yapsaydık...pikniğe gittiğimizde gözün bende ben işe güce dalınca koca ekmeğe doldursaydın etleri olay mahallinden ayrılsaydın..seni yakaladığımda '' hava alıyom ,yürüyüş yapıyom'' deyip ekmeği arkana saklasaydın..bende göz yumup ''hadi bikereden birşey olmaz ekmek gözümden kaçtı sanma ''deyip'' hırsızı yakaladım ey ahali şok şok şok kaybolan etler şu ekmek arasından çıktı.'' deseydim..

 gençlerr!.. anne ve babanızın kıymetini bilin.size yasakda koysalar ,izinde vermeseler bilin ki!.. size güvenmediklerinden değil!.. çevrenin ,düzenin bozuk olduğundan..size en ufak bir zarar gelmesini istemediklerinden.sizi çok sevdiklerinden..


                                                  
                   







7 Eki 2009

GÖZYAŞI KALPTEN..ANKARA'DAN ABLAM GELİR:))

bekarken müşteri olarak gittiğim mobilya mağazasında arkadaş olarak dönmüştüm.mağazayı işleten tatlı güleç bir bayandı onun kızı ve benim yiğenim aynı sınıftalardı.zamanımızın çoğu beraber geçerdi ben evde yemek yapar götürürdüm benim evim yakın aylin'in  uzaktı dükkana. birde müjgan ablam vardı ikisinide çok sevmiştim..

aylin telefon açar funda acil işim çıktı 1saat dükkana bakarmısın derdi onun 1saati çoğu zaman akşamı bulur hatta mağazayı kapatmama bile denk gelirdi:))
bir gün müjgan ablam dükkana gel diye alel acele kapattı telefonu meraklandım!... gittiğimde yanlarında oldukça şık giyimli asil bir bayan vardı..
müjgan ablam ''funda bu yasemin ablan benim arkadaşım hollanda'dan geldi izmir'i bilmiyor ona eşlik edecek gezdireceksin dedi''
yasemin abla oldukça hassastı..

güzel bir bağ oluştu aramızda onu tanıdıkça dahada yakın olmak istiyordum yaralıydı ,kalbi kırıktı...
ama erkek gibi kadındı derler ya o misaldi. usta bir şöfördü hakkını arar nerde olursa olsun 5 kuruşunu bırakmazdı.bu başlarda bana çok tuhaf geliyordu çünkü yasemin ablam maddi olarak çok çok iyi bir konumdaydı.aslen ankara'lıydı ve biz yasemin ablamla dünya turuna çıkmıştık.bir sabah hadi hazırlan ankaraya gidiyoruz demiş dur yapma param yok desem de dinlememişti..cebimde 2 tl ile ankara'ya gittim ben:)))
 yollarda  mola verdiğimzde macera dolu geçiyordu.1hafta ankarada kaldım şekerrrr bi annesi vardı.


ve hiç bir şeyimi eksik etmediler sigaramı bile meral teyzem aldı hep...''yasemin mutlu yüzü gülüyor seninle sende benim kızımsın demişti''

bir çok yer gezdik.

kayseri ,kapadokya  ,ısparta,nevşehir,,didim,kuşadası,  ,ürgüp,

ankaradaki bilgisayarı kapıp getirmişti izmir'e sırf ben sıkılmayım diye laptopu vardı onun..herşey çok güzeldi herşeyi paylaşıyorduk acımızı ,hüznü sevinci..lakinnn bir gün benim sevgili abim aramızda yaptığı ustaca alkışı hak edecek oyunlarla bizi birbirimize düşürdü:((

kırğın ayrıldık  kırdık birbirimizi çok çok üzüldüm aylarca kendime gelemedim..
ben evlendim antalya'ya geldim beni hep sormuş kuaförümden bilgi almış ve telefon numaramıda ..
akşam üzeri çay içiyorum telefonum çaldı numara hiç yabancı gelmiyor ama çıkaramıyorum..
karşımdaki ses ''cadı'' deyince öyle bir ağladımki beraber ağlaştık uzun uzun konuştuk ....
anladım ki !...araya mesafeler ve zaman girsede yaşananlar dostluklar kolay kolay ölmüyormuşş..

iyiki aradın iyiki sesime ses verdin...içimdeki bu üzüntüyü alıp götürdün.....
seni seviyorummmmmm...
arkadaş ,dost olmak acıyı, sevinci ,derdi,paylaşmak ekmeği bölüşmek için yaş önemlimidir?? bence HAYIRR... buda en güzel örneği...
Bumerang - Yazarkafe