31 May 2011

ARTIK BİR KIZIMIZ VAR YIMIRTA:)))

iş yerinde kapı önünde oturmuş çayımı içiyordum ki!..  9  - 10 yaşlarında  3 beş tane çocuğun  minik yavru bir kediyi bogazına ip bağlamışlar havada yerde sürüklediklerini gördüm hayvan ciyak ciyak..yerimden nasıl bir fırlayışım var nevrim döndü..yakaladım ben bunları tozu dumana katıpçil yavrusu gibi dağıldılar.kediyi aldım ellerinden almasınada şimdi ne yapacaktım? zavallıcık öyle korkmuş ki kalbi yerinden çıkacak şimdi bunu nasıl dışarı bırakırdımki ben..iskitamet doğruuu bizim evin yolu oldu yol boyunca kucağımda uyudu garibim.
şimdi evde minik bir bebeğimiz var sevimli ,şımarık,çok oyuncu:))üzülüyorum aslında çünkü o evde tek başına:(
aklım hep evde hep acabalar dolaşıyor beynimde..akşam olmasını iple çekiyorum..

adını koyamadık bir türlü çok isim söyleyen oldu ama en güzel isim aşkoşumdan geldi yımırta:))) ama ben parisss annemmm diye seviyorum:)) geçen maması yok mama almam lazım ama bulunduğum civarda bulamadım eve geldim aşkoş aradı ''ben arıza geldi gidiyorum beni bekleme yemeğini ye'' dedim yok beraber yeriz sonrada gider mama alırız. ben koltukta uyuya kalmışım öyle derin uyumuşum ki aşkoşda kaldırmamış.sabah uyandım allam yımırtanın maması yok iş yerindeyim ama kıvranıyorum.patrona alt komşum aradı evle ilğili bisorun varmış banyodan su geliyomuş falan fıstık dedim çıktım ben. vakit kaybetmeyim diye atladım taksiye şöför  dayıyla market market mama arıyoruz yok abi hiç bi yerde yok kuşcuda yok ,markette yok kan ter içinde kaldım..

neyse genpada bulduk aldım dayı dedim bayındıra dayı  ''sen nasıl bir insansın bir can için bu koşturma bu telaş allah senden razı olsun ''dedi ..ve dayım benden ücretin yarısını aldı dedim ki!.. dayı sende yufka yürek ve merhametlisin allah sendende razı olsun..eve geldim hemen mamasını verdim sevdim suyunu içirdim etrafı temizledim batırmış haliyle ne yapalım başa gelen çekilirmiş..
  
apartmanda bakmak oldukça zormuş akşamları dibimden ayrılmıyo ben nereye o oraya üstümden inmiyor saatlerce oynuyoruz paçamdan içeri giriyo gögsüme çıkıyo yüzümü yalıyo arada birde ısırıyo niye brakıyon beni tek diye hesapmı soruyo anlamadım...bugünde hastaneye gidicem tomografi sonuçlarımı alıcam allahtan hastanede evde yakın aramızda kalsın ordan ev yapıcam tabisi:)) neyse  efenim sizi yımırtayla tanıştıram ve ben gidem..





25 May 2011

TIĞ ŞİŞ YELEK,HIRKA

şu  sorunsalı sorunlardan yok yasaklar yok ttnetin kamplumbağa hızı vallahi girip yazasım gelmiyor istek kalmadı şevkim kırıldı...bu aralar çok yoğunum yeliz geldi bursa'dan pınar'ın abisi geldi askerden mevlütler bahar şenlikleri derken ben perte çıktım yaşlılık hocam yaş-la-nı-yosun:)))
bu kış biz deliler gibi örgü ördük lütfiye ile irem olduğu zamanlar irem'den fırsat kalmadığı için  artık dillendi irem ve çok soru sorma zamanı gelmiş olmalı ki her gördüğünü herşeyi soruyor ama bu ne napıyorlar orda neden vs vs vs uww bazen afaganlar basıyor cevap yetiştiremiyoruz..kızdığı zaman bu acı acı içme yeme diyor:)))


neyse bacılar ablalar abiler saat 04 sularında benim ne işim var burada en güzel gün ve haftalar sizlerle olsun..bunu ben örmedim ama lütfiye ördü ama ben çok beğendim ve paylaşmak istedim..


3 May 2011

BU BENDEKİ AŞK DEĞİL CANO CANO SÖYLE BANA NERE GİDEM:)))

aslında çok uykum var ama aklıma gelmişken anlatmak istiyorum eskilere daldım bugün.. ama çok güldüm..izmir'deki evimiz müstakil bizim ön ve arka bahçesi var kocaman bahçesinden taze çıtır çıtır sebzeleri yediğimiz meyvalarını bahçe duvarlarına dadanıp çalan çocuklardan kovaladığımız her sabah taze yumurta aldığımız tavuklarımız horozlarımız ,köpeğimiz,kedimiz,koyunlarımız kazlarımız baya geniş bir aileydik :)) hayvanların içinde büyüdüm ben rahmetli babam bahçeyle ilğilenirdi ne zaman ki  babam rahmetli oldu bahçeden eser kalmadı.ve bütün ağaçlar zeytininden,şeftalisine vermemeye başladı:(( annem kuzu alır biberonla besler çayırda otlatır kurbana büyütürdü onları.misafir geldiğinde hemen bir tavuk ya da horoz kesilir düdüklüye atılırdı.yaramazlık yaptığımda ''seni keser düdüklüye atarım'' derdi annem aman ne ağlardım beni kesecek pişirecek diye:)) ama ozamanlar tabi bilmiyorum ölmek ,ölmüş yok kavramlarını çünkü her horoz ya da tavuk kesildiğinde ertesi sabah bahçede dolu tavuk gördüğümden bize yeniden et vermek için iyileştiklerini sanırdım..benide yiyecekler ama ben iyileşip tekrar et vereceğim sanırdım:))) ama korkardım canm acırmıydı?? çok ağlarmıyım diye hey allam:)) ne zaman ki en son köpeğim öldü daha doğrusu yok oldu ölüsünü bize göstermedi o gün bugündür hayvan beslemiyorum..çok kayıp vermiştim ben hayvan konusunda hangisini çok sevsem bağlansam ya kör olası belediye zehirliyor ya da ölüyorlardı:((


besleyenler bilirler ne kadar sadık ne kadar dost olduklarını ne kadar vefalı olduklarını..onca kalabalığın içinde seni tanıdıklarını okuldan çıkardım bir yığın öğrenci koşa koşa gelir onca kalabalığın içinde üzerime atlar öper koklardı resmen..

şimdi evimde beslemiyorum ama sokakta bir sürü sevdalılarım var ne gariptir ne tuhaftır ki!.. her yerde buluyoruz birbirimizi..şimdi bir kedim var adını pıtır koydum ve hamilee işyerimin orda esnafıda hayvansever yaptım ben besleyince baktım sağdan soldan yardım gelmeye başladı :)) utanmasam mendili alıp halay çekeceğim  tey tey teyy:)))
 neyse efenim bunlar yeni canlar yeni arkadaşlarım tanıştırayım pıtır ve bu dünya güzeli..






Bumerang - Yazarkafe